Son dönemde bazı sanatçıların AKP ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan destekçiliğine soyunmasına usta şair sert çıktı.
İşte Nihat Behram'ın açıklaması:
Aydın ve sanatçılar katında onur saflaşması yaşanıyor!
Aydın kişi, onurunu canı gibi koruyandır, gürzü gibi kuşanan; zalimin avcunda kirleten değil!
Tarihin hiçbir döneminde ihanet bu denli aktüel olmamıştır, aydın onuru bu denli ayaklar altında, sanatçı duruşu bu denli seviyesiz, bu denli ucuz...
Halkın karşısına yüreğiyle çıktığını söyleyen insanlar, tarihin hiçbir döneminde, iktidar karşısında bu denli yalakalaşmamıştı, bu denli nabızsız, teslim, iğdiş, eğilmiş, yamuk....
Karanlığın simgesi ampül, umudun simgesi dua, klavuz imam, yalanın maskesi vaat, şevkatin dağıtıcısı cellat, bilimin yorumcusu ulema...Tarihin hiçbir döneminde insan bu denli kör olmamıştı...
Halkın kurtuluşu adına hareket ettiğini düşünen kimileri, yazık ki (hangi ulustan olursa olsun) coğrafyamız halkına tarihin en büyük ihanetini yapanlara kurtarıcı gibi sarıldılar. Aydın, yüzyüze olduğu tehlikelere karşı halkı uyardığınca anlamlıdır. Tarihin hiçbir döneminde, sanatçı-aydın sıfatıyla hareket edenler, sanatçı-aydın onurunu bu denli anlamsızlaştırmamıştı... Halkın acısına bu denli yabancı, zalime bu denli yardakçısı, bu denli şakşakçı...
Aydın-sanatçı sıfatıyla dolaşanlar, canı gibi, teni gibi sarınmaları gereken onuru ve muhalif kimliği tarihin hiçbir döneminde bu denli unutup, bu denli kimliksiz kapıkulu olmamıştı... Beyin sofrasında meze, efendinin oyununda figüran, soygun düzeninin aksesuarı, sahteye maske, zehire reklâmcı...
Tarihin hiçbir döneminde, özellikle de bu coğrafyada, sanatçı-aydın sıfatlı kişi, kendi mirasına bu denli ihanet etmemişti...Yunus’a, Dadal’a, Nazım’a, Ciğerhun’a, Fikret’e, A.Hani’ye, Nesimi’ye, Ruhi Su’ya....
Ve sanılmasın ki ve sanmasınlar ki, halkın aydını-halkın sanatçısı olma onurunu canı gibi, teni gibi sarınanlar tümden teslim olacak...
Satan satsın onurunu beş pula, halk düşmanlığının erketeliğine.. Kapı kulluğuna yatan yatsın... Direnenler bizimdir...
Aydın, onurunu canı gibi koruyandır, teni gibi sarınan, gürzü gibi kuşanan...
Onur dik duruşta gizlidir, bükülmüş dizde değil; yangınlar kıvılcımda gizlidir, külde değil...
Aydın onuru taşıyan, emekçi halkın omuzdaşıdır, diğeri zalimin oynaşı... Bugün yaşanan bu saflaşmadır...
Zalimin yemiyle kendini bu denli kirletenlerden elbet onurun da soracağı bir hesabı olacak!
Onur sahibi bütün aydınların, bu onursuzlaşmaya karşı tepkilerini dışa vurma, sese, güce döndürmeleri gerekir.
Nihat Behram
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder