16 Mart 2014 Pazar

Bari sus be adam!


Bari sus be adam!

Nihat Behram

nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
16 Mart 2014, 11:35
Her türlü zalim, hırsız, seviyesiz, soysuz siyasetçi geldi geçti bu ülkenin yaşamından. Ama bu türü ve bu derecesini, bu yaşıma dek ne gördüm ne duydum. Hırsızın hırsızlık, sahtekârın sahtekârlık, yalancının yalancılık, iftiracının iftiracılık belgelerinin böylesine aleni yüzüne çarpıldığı halde; bu derece pişkinliğe vurup, sırıtmaktan başka tepki vermeyişi, siyaset tarihine bu dönemde dahil oldu.

Ülkemiz siyaset tarihinde yalanla dolanla iş gören, hortumculuk yapan; işkence, cinayet, katliam düzenleyen; hırsız, rüşvetçi, sahte çekçi, ihaleye fesat karıştırıcı, ruhunu satmış, halk düşmanı siyasetçi bir hayli. Ama böylesi, bu derecesi tümüne rahmet okuttu!

Medya dünyasından yalakalığın, kürekçiliğin; hain, ajan, tüccar gazeteciliğin her türü geldi geçti… Ama bu tür ve bu derecesi medya tarihine bu dönemde eklendi. Ortalıkta gazeteci diye dolanan yalakalarının bugün içinde yüzdüğü pisliğin bir gramı üstüne sıçramış olsa; onurun, haysiyetin, dürüstlüğün binde birine sahip bir insan bile, bir daha kafasını kaldırıp insan yüzüne bakamaz olur. İktidar ıslığıyla ‘gulu gulu’ çeken bu hindilerse kabararak dolaşıyor.

Her türlü satılık ruhlu, kişiliksiz, işbirlikçi döneğe bu ülkenin siyaset hayatında tanık olundu… Ama bu dönemde ortaya çıkan bu türü, ne bizim tarihimizde var, ne dünya tarihinde. Solculuk dönemindeki kimliğini dinci faşizmin emrine sunan; eseceği yöne rüzgârdan önce konumlanan; yılan tıslaması, sinek vızıltısıyla soluyan bu ‘bilgiç dönek’ tip, döneklik tarihine tüy dikti!

Utanmazlık, pişkinlik, düzeysizlik, vicdansızlık tümünün ortak yanı.

Başbakanın “Polise emri ben verdim” dediği, Tayyar, Bağış, Ala, Şahin, Çelik, Mutlu, Gökçek... gibi tiplerin ortalıkta bakan, vekil, vali, belediyeci olarak dolandığı bir ülkede, polis niye halkın evlatları için “Kafasına nişan alın, gözünden vurun!” demesin?

Bunlarla hesaplaşmak; halk güçlerinin, bu ülke aydınlarının, yurtseverlerin, anti faşistlerin, insan onuru taşıyan herkesin boyun borcudur. Bunlarla hesaplaşmadan, insana yakışır bir geleceğin önü açılamaz. Hesaplaşılmamış ve cezalandırılmamış insanlık suçu, daha beteriyle kendini tekrarlar.

‘Akademisyen’ sıfatlısından ‘gazeteci’ sıfatlısına; ‘sanatçı’ sıfatlısından patronuna; yargıcından bürokratına; emniyetinden askerine dek bu dönemde AKP-C ile işbirliği yapan herkes suç ortağıdır. Sadece AKP-C’li iktidar unsurları değil; devletin memuru olduğunu unutup, iktidarın emir kulu olarak ‘faaliyet’ gösteren illerin valileri, emniyet yetkilileri, belediye başkanları da dahil; suça ortak herkesin yakasına yapışıp, suçlarının hesabı sorulmalıdır. AKP-C döneminde işlenen suç öyle az buz bir suç değil. Sadece rüşvet, ihaleye fesat, hırsızlık değil; işkence, cinayet, katliam var; vatana ihanet var; emniyet güçlerini katliama teşvik var; farklı inançlara nefret, halkı kutuplaştırmak var; ülke doğasını yağmalamak, emperyalizme savaş taşeronluğu yapmak var; laisizm, bilim, eğitim, sanat, kültür değerlerine dinci saldırı var!.. Bu suçların sorumlularından hesap sorulması ve suçlu olanların cezalandırılması; demokrasiye, özgürlüğe doğru yürümenin olmazsa olmazıdır.

AKP-C ve şürekası, bu suçların sorumlusu sanki kendileri değilmiş gibi; ekranlarda, meydanlarda pişkince bar bar bağırıyor, sırtıyor, kıvırtıyorlar! Şu İstanbul Valisi’ne bak! Körpecik bedeniyle yaşam direnci ve mücadele simgesi olan Berkin için “Berkin Elvan’ı kaybettik” diye ‘tweet’ atıyor! Sanki ölüm mangalarını yönetenlerden biri de o değildi! Pişkinliğin bu derecesi bilmem ki nasıl tanımlanır?

Bari sus be adam; kes o paslı, puslu sesini! Sus da, Berkin filizi için anasının yaktığı ağıt duyulsun; hiç olmazsa ölümünde rahat bırak yavrumuzu, rahat uyusun!


----------------------------------------------
Onur Behramoğlu:

“benim bildiğim ölüm 
 on bir mart ikibinondört salı
 benim bildiğim keder
 simsiyah kalın kaşlı
 benim bildiğim berkin
 bir zepline binmiştir”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder