9 Şubat 2014 Pazar

Toplumda Hafıza Kaybının Kürekçileri


Toplumda Hafıza Kaybının Kürekçileri

Nihat Behram

nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
09 Şubat 2014, 11:22
Bir dönem önce yaptığı bir yorum ve söylediği söze dönüp bakması, eğrisini doğrusunu tartması, insan için her şeyden önce ahlâki bir sorundur. Hele ki ‘akademik’ bir şahsiyetse. AKP kürekçisi (özellikle soldan devşirme sistem yandaşı) liberallerde bunu arama. Daha önceki yorum ve sözlerine dönüp baksalar, zikzaklarında kendi başları bile döner! Dönüp bakmazlar; “O dönemde onu söylemek gerekiyordu, bu dönemde bunu” der, geçerler. Her dönemin arsızı, hırsızı oluyor da; utanmazı, pişkini niye olmasın? Bunlar, mağdur maskesiyle yapılanan dinci faşizme hizmet etmekle kalmadılar, toplumda hafıza kaybına da kürek çektiler. Sistem erketesi liberallerin son on yıldaki politik, sosyal, toplumsal yorumlarına topluca bakmak ve üstüne yattıkları zikzakları teşhir etmek gerekir. Hafızası zayıflatılmış bir toplum için bu daha da önemlidir.
 
Bugün RTE’ciler ve Fethullah’çılar diye ayrılanlar, 2012’ye dek ‘Siyasi İslam’ yapılanmasına birlikte harç taşıdılar. Liberaller hem ‘mühendislik’, hem ‘kâhyalık’ hizmeti verdiler. İnsanların zindanlara tıkılmalarını, düzmece kanıtlar ve gizli tanıklarla mahkûm edilmelerini yamyam iştahıyla seyrettiler. Kim ve hangi düşüncede olursa olsun; insanların sahte belgelerle, kararı önceden belli düzmece mahkemelerde yargılanıp, ağır cezalara çarptırılmalarına sessiz kalmanın, aydın ahlakıyla ilgisi var mı? Bırak sessiz kalmayı, bunlar zulmün arkasında saf tuttular. Bu mahkemelerdeki işleyişin hukuk dışı olduğunu söyleyenlerle dalga geçtiler. ‘Sonuna kadar gidilsin’, ‘Yetmez, ama Evet’ten önceki sloganlarıydı! Sisteme yardımcı güç oldular. “Halk yönetime el koydu” diye alkışlayarak karşıladıkları AKP İktidarı’na muhalif en ufak sesi, ‘darbecilik, derin devlet yankısı’ ilân ettiler. Devrimci muhalefet onlara göre ‘marjinal tekkeler’di! AKP İktidarı’na ‘ABD güdümlü sivil darbe’ diyen, Ilımlı İslam’ın ‘dinci faşizm rotalı padişahlık-hilafet hevesi’ olduğunu söyleyen, ‘vesayetin el değiştirdiği’ne işaret eden, “devleti ele geçiren dinci grupların ipini ABD’nin tuttuğunu; iktidarın Ortadoğu’da savaş taşeronu olarak konuşlandırıldığını” söyleyen ve halkı dinci faşist yapılanmaya karşı örgütlü mücadeleye çağıran devrimciler, ‘liberal akedemisyenler’in dilinde ‘çağ dışı kalmış ezberciler’di!
AKP İktidarı’na ‘ABD güdümlü sivil darbe’ diyenlere karşı, o günlerde (Eylül 2010/ Taraf) Murat Belge, ‘bilgiçlere özgü alaycı’ uslûbuyla şöyle yazmıştı: AKP’ye karşı kesim, Türkiye’nin gerçekten en muhafazakâr‘ kesimi olmasına rağmen, hükümete karşı yeni slogan üretmekte bayağı yaratıcı olabiliyor… Bir ara Malezya lakırdısı vardı; derken mahalle baskısı çıktı. Şimdilerde sivil darbe gibi, daha da yaratıcı buluşlar kulaklarımıza çalınıyor. Sivil generalsivil cunta vb, yol açık… AKP iktidara geleli, 8 yıl geçti. Bunlar ne ağırkanlı şeriatçılar ki, hiç de kısa sayılmayacak bu 8 yıl içinde şeriatı kurma yolunda ciddi denebilecek bir adım atmadılar… Ama Türkiye’de bir kesim, olgularla yaşamayı ve düşünmeyi iyiden iyiye terketmiş durumda. Onların zihninde, AKP’nin Türkiye’de yapmayı planladığına kendilerini inandırmış oldukları bir senaryo var. AKP gerçeklik düzeyinde buna ne kadar aykırı davranırsa davransın, onlar bu senaryodan vazgeçmiyor. Dikkatli bakılırsa,senaryonun aslında AKP için değil, kendileri için yazıldığı net  görülebilir. Çünkü Ahmet, Mehmet, Hasan bir araya geliyorlar, anayasa değişikliğine hayır demekte anlaşıyorlar; neden hayır? Çünkü AKP bu değişiklikleri referandumdan geçirerek, sivil darbe yapacak; bunu önlüyorlar..‘Sivil darbe’ diye bir şey olabilir mi? Olmaz. Bu da dünya siyaset bilimi terminolojisine Türkiye’nin özgün katkılarından biri”.
Oya Baydar’ın sivil darbe’ konusundaki yorumu ise daha ‘ironik’ti! ‘Sol gösterip sağ vurma’ taktiğiyle, “sivil darbenin, asıl AKP’ye karşı planlandığını” söylüyordu (Şubat 2010/T24). Ona göre; “AKP’nin tek dayanağı aldığı oylar”dı! Liberallerin ‘demokrasi umudu’ saydığı AKP’yi şöyle savunuyordu: “Askeri darbe diyenler asıl kendileri sivil darbe yapıyorlar, sivil dikta kuruyorlar, yorumları yüksek perdeden seslendirilir oldu. Tıkanmış ve boğulmak üzere olmuş bu toplumun biraz nefes almasını sağlayabilecek anayasa değişiklikleri konusunda, ‘AKP Anayasa değişikliği yapamaz, çünkü Anayasa Mahkemesi bu partinin irtica odağı olduğuna karar vermiştir’ sözleri, sözün gerçekten bittiği yerdir... Varlığı ve seçilmiş AKP iktidarına yöneldiği bizzat plan sahipleri tarafından bile yalanlanamayan balyoz senaryolarının; yalanlamaya çalışıp da, kılıfa sığmayan onlarca darbe planının ayağa düşüp orduyu da içinden böldüğü noktada, şimdi denenmekte olan: sivil darbedir... Karşısında hayatına kast etmiş bunca güç varken tek dayanağı aldığı oylar olan siyasal partinin sivil darbesinden söz etmek, bilerek ya da ezberleri tekrarlayarak yaratılan bir kavram kargaşasıdır, bilinç saptırmasıdır. En önemlisi de, demokrasiyi kesintiye uğratmak isteyenlerin yolunu açacak taşların döşenmesidir”.
 
‘Felsefenin sefaleti’ne bak! Bunlar da, ‘yandaş liberaller’in ‘siyaset ve toplum bilimi’nde sosyalist kuramı hatmetmişleri! ‘Hayat her ülkeye böyle siyaset ve toplum uzmanı bahşetsin’ desen, beddua anlamı taşır!
 
‘Sivil darbe’ konusunda bu güne gelirsek: bu kavram şimdi en çok sistemin güçleri ve kürekçilerinin ağzında! Hem de birbirlerine karşı! Bu da hayatın cilvesidir!
---------------------------------------------------
Mark Twain: “Ne dediğini hatırlamak zorunda kalmak istemiyorsan, her zaman doğruyu söyle”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder