‘Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı’ Kemal Okuyan’ın Yazılama Yayınları’ndan çıkan son kitabı. Taşıdığı özelliklerle birçok açıdan son derece önemli bir kitap. İlkin; politik içeriğiyle, yurtseverlik kavramını sosyalist bir bakışla geçmişten günümüze irdeleyişiyle önemli. Asıl önemi; yurtseverlik kavramına getirdiği açılımın sıradan olmayışında. Pranga mahkûmunu özgürlüğüne kavuşturma türünden bir açılım. Evet öyle; yaşamsal önemdeki birçok değer gibi yurtseverlik değeri de, bu dönemde dinci faşizm ve onun ‘sol’ maskeli yalakalarınca saldırı hedefi kılınıp prangaya vuruldu. Yurtseverlik değerini erozyona uğratmaya bir başına gedikli dincilerin gücü yetmezdi. Bu misyonu, ‘soldan devşirme’ liberaller yüklendi. Yurtseverliği milliyetçilikle özdeşleyip, hatta ırkçılığa koşutlayıp bol bol öttüler. Ötmelerine, sistemce en geniş olanaklar sağlandı. Aynı dönemde, gerek emperyalizmin dünyada, gerekse dinci gericiliğin ülkemizde yurtseverlere karşı saldırısı şahlandı. Yurtseverlik kavramında yaratılan kafa karışıklığı, halk düşmanı cephenin silahlarından biri oldu. Chavez ‘despot’, Esad ‘kanlı diktatör’ olarak; yurt sevgisi ise ‘darbeciliğin maskesi’ diye sunuldu. Kemal Okuyan tam da bu noktada ve tam da zamanında, yurtseverlik olgusunu irdeliyor. Hem de, halk düşmanlarıyla hesaplaşarak ve yurtseverlik kavramına ilişkin üretilen demagojilerin ipliğini pazara çıkararak!
Bulandırılmış, karmaşıklaştırılmış, içinden çıkılmaz hale getirilmiş ve ‘teorik konuşma heveslisi Marksist uzman’larca anlaşılmaz kılınmış bir konuyu duru, herkesin anlayabileceği bir dille sunması, kitabın diğer önemli özelliği. Bu, teorik kitaplarda az rastlanan bir özelliktir. Kimisi kolay olanı, ‘akademik, uzman işi’ kılacağım derken anlaşılmaz yapar, kimisi de derin teorik konuları su içme kolaylığında sunar. Kemal Okuyan’ın kitabı, su içer gibi okuyacağınız bir kitap. Hem de çölün ortasında! Gerek Marksizm ve sosyalist mücadele adına konuşan ‘bilgiç’lerce, gerekse kapitalizmin sözcülerinden liberal cenaha dek sistem zevzeklerince, üstüne en çok ‘gölge’ düşürülmüş bir konuya ışık tutuyor. Hem de gün ışığı! Tabii ki her yurtsever sosyalist değildir. Sosyalistlik, yurtseverliğe sığmaz. Ama her sosyalist ‘yurtsever’dir. Çünkü, sosyalistlik yurtseverliği içerir. İçermek zorundadır. Yurtseverlik ruhu ve bilinci taşımanın bir sosyalist için neden zorunluluk olduğunu, Kemal Okuyan Marksist kuramdan dayanakları ve hayattaki somut kanıtlarıyla gösteriyor.
Dinci yobazlık dinseverliğe dayanır. Ona göre, üstün ve baskın olması gereken kendi dinidir. Dinci yobaz yurtsever olamaz. Tam tersi; kendi ümmetinden olmayan ‘yurttaş’ı bırak, komşusunu bile ‘kafir’ görür. Milliyetçilikse ırkseverliğe açıktır. Irkseverin ‘yurt’ anlayışında, o yurdun diğer inanç ve kültürden sahiplerine karşı ‘kurt’ iştahı yatar. Kapitalizm; her yurttan talancının, halklara karşı talan ortaklığına dayanır. Emperyalizm ise, yağmalamak istediği bölgede yurt ve yurtseverlik duygusunun yok olmasını ister. Yurtseverlik; göğe, toprağa; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin aynı coğrafyanın eşit sahibi olarak birlikte yaşamaya dönük bir kavramdır. Onu, yurt ve sevgi kavramları kucaklaşıp oluşturmuştur. Tamam, yurtsever olmak için illâki sosyalist olmak gerekli değil. Yurtseverlik bir başına sosyalistliği içermez. Sosyalistlik yurtseverliğe sığmayacak denli geniştir. Ama sosyalistlik yurtseverliği içerir, içermek zorundadır. Daha da ötesi: yurtseverliğin gerçek temsilcileri sosyalistlerdir. Çünkü, o yurdun her kültür ve inançtan halkının ufkunu sosyalist devrimciler temsil eder. Sosyalizm o ufkun adıdır. Yurtseverliği sindirmiş sosyalist perspektif, ırksever milliyetçilikle, dinsever yobazlıkla, yağmacı emperyalizmle hesaplaşmanın en etkili yoludur.
‘Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı’, teorik derinliği yanı sıra, roman tadıyla yazılmış, aynı tatla okunası bir kitap. Anlatım dili, Eduardo Galeano’nun zalimle hesaplaşan tarih anlatımını anımsatıyor. Küba’dan Çin’e yaşanmış deneyler, Jose Marti’den Lenin’e yurtseverlik konulu düşüncelerle bezeli. Öykü tadıyla anlatılan şey, aslında yurtseverlik ekseninde devrimler tarihidir. Günümüzün, yalanlarla bulandırılmış, demagojilerle sulandırılmış en somut gerçekliğine ışık tutan bu kitabında, inanması güç ama, onca bilgiyi Kemal Okuyan 130 sayfaya sığdırmış. Bilinç damıtması budur.
---------------------------------------------------
Kemal Okuyan:
“Solun yurtseverlik sınavından pekiyi ile geçmesi, devrim cephesinin güçlenmesi için zorunluluktur.”
Bulandırılmış, karmaşıklaştırılmış, içinden çıkılmaz hale getirilmiş ve ‘teorik konuşma heveslisi Marksist uzman’larca anlaşılmaz kılınmış bir konuyu duru, herkesin anlayabileceği bir dille sunması, kitabın diğer önemli özelliği. Bu, teorik kitaplarda az rastlanan bir özelliktir. Kimisi kolay olanı, ‘akademik, uzman işi’ kılacağım derken anlaşılmaz yapar, kimisi de derin teorik konuları su içme kolaylığında sunar. Kemal Okuyan’ın kitabı, su içer gibi okuyacağınız bir kitap. Hem de çölün ortasında! Gerek Marksizm ve sosyalist mücadele adına konuşan ‘bilgiç’lerce, gerekse kapitalizmin sözcülerinden liberal cenaha dek sistem zevzeklerince, üstüne en çok ‘gölge’ düşürülmüş bir konuya ışık tutuyor. Hem de gün ışığı! Tabii ki her yurtsever sosyalist değildir. Sosyalistlik, yurtseverliğe sığmaz. Ama her sosyalist ‘yurtsever’dir. Çünkü, sosyalistlik yurtseverliği içerir. İçermek zorundadır. Yurtseverlik ruhu ve bilinci taşımanın bir sosyalist için neden zorunluluk olduğunu, Kemal Okuyan Marksist kuramdan dayanakları ve hayattaki somut kanıtlarıyla gösteriyor.
Dinci yobazlık dinseverliğe dayanır. Ona göre, üstün ve baskın olması gereken kendi dinidir. Dinci yobaz yurtsever olamaz. Tam tersi; kendi ümmetinden olmayan ‘yurttaş’ı bırak, komşusunu bile ‘kafir’ görür. Milliyetçilikse ırkseverliğe açıktır. Irkseverin ‘yurt’ anlayışında, o yurdun diğer inanç ve kültürden sahiplerine karşı ‘kurt’ iştahı yatar. Kapitalizm; her yurttan talancının, halklara karşı talan ortaklığına dayanır. Emperyalizm ise, yağmalamak istediği bölgede yurt ve yurtseverlik duygusunun yok olmasını ister. Yurtseverlik; göğe, toprağa; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin aynı coğrafyanın eşit sahibi olarak birlikte yaşamaya dönük bir kavramdır. Onu, yurt ve sevgi kavramları kucaklaşıp oluşturmuştur. Tamam, yurtsever olmak için illâki sosyalist olmak gerekli değil. Yurtseverlik bir başına sosyalistliği içermez. Sosyalistlik yurtseverliğe sığmayacak denli geniştir. Ama sosyalistlik yurtseverliği içerir, içermek zorundadır. Daha da ötesi: yurtseverliğin gerçek temsilcileri sosyalistlerdir. Çünkü, o yurdun her kültür ve inançtan halkının ufkunu sosyalist devrimciler temsil eder. Sosyalizm o ufkun adıdır. Yurtseverliği sindirmiş sosyalist perspektif, ırksever milliyetçilikle, dinsever yobazlıkla, yağmacı emperyalizmle hesaplaşmanın en etkili yoludur.
‘Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı’, teorik derinliği yanı sıra, roman tadıyla yazılmış, aynı tatla okunası bir kitap. Anlatım dili, Eduardo Galeano’nun zalimle hesaplaşan tarih anlatımını anımsatıyor. Küba’dan Çin’e yaşanmış deneyler, Jose Marti’den Lenin’e yurtseverlik konulu düşüncelerle bezeli. Öykü tadıyla anlatılan şey, aslında yurtseverlik ekseninde devrimler tarihidir. Günümüzün, yalanlarla bulandırılmış, demagojilerle sulandırılmış en somut gerçekliğine ışık tutan bu kitabında, inanması güç ama, onca bilgiyi Kemal Okuyan 130 sayfaya sığdırmış. Bilinç damıtması budur.
---------------------------------------------------
Kemal Okuyan:
“Solun yurtseverlik sınavından pekiyi ile geçmesi, devrim cephesinin güçlenmesi için zorunluluktur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder