Nihat Behram
nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
“Partiler üstü” ve “tarafsız” Cumhurbaşkanı kısık ‘dokunaklı’ sesiyle, sabah ezanının Saba makamında, halk direnişlerini ve gelişmeleri yorumlayıp cumhuru uyardı: “On yılda yapılan imajı bir haftada yıkarsınız!” On yıl dediği AKP’nin iktidar süreci! Yani, AKP “yapıcı” taraf! “Yıkıcı” da cumhur olmalı!
Bunlar sandılar ki, kadınları türbana, çarşafa, haşemaya sarar, Katar’dan İngiliz Kraliyet Sarayı’na, ekranlardan, plajlara, kamu kuruluşlarından okullara dolaştırırsak “Türkiye’nin kadınına imaj” yapmış oluruz! On yıl dünyayı o “imajla” döndüler de döndüler. Soros’un sözcüleri “artık imaj yapısı tamam” diyordu ki, Toros’un Karacaoğlan’ı ‘hortlayıverdi’! Barikatlardan atlayan genç kızın uçuşan saçlarını zehirli gaz bulutları sarsa da, yüreğindeki aydınlığın rüzgârı bir ucundan bir ucuna Anadolu’ya, “İşte Karaca’nın zülüfleri ak gerdana düşmüş güzeli” dedirti. Uğrunda on yıl harcanmış ‘tesettür imajı’nı şeytan aldı götürdü, yerine ‘kırmızı etek’ getirdi! Bunlar, iki sevdalının bankta oturmasına yasağı “ahlak imajı” sandılar! Yunus, Dadal, Kaygusuz ‘hortlayıverdi’! TOMA'ların karşısına dikilen sevdalı gençler yüreklerini dünyaya öpüşerek anlattılar. “On yıl”mış! Karacaoğlan’ın halkın gönlündeki yaşı dört yüz, Kaygusuz’unki yedi yüz, Yunus’unki bin! Ölümsüzlüğün imaja ihtiyacı yok! Yasak da dinlemez.
Bunlar sandılar ki, “kindar, dindar” geçliğin imaj yapısına giden yol alkol yasağından geçiyor! Dile kolay, on yıl uğraştılar. Suudi çölünden kum gibi para aktı. Tam “yapı tamam” diyorlardı ki Hayyam ‘hortlayıverdi’: “Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır / Yüzünden aldatmaca, sahtekârlık yayılır / Şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama / Yedikleri yanında şarap meze sayılır” Hayyam ‘hortlar’ da, Pir Sultan, Nesimi ‘hortlamaz’ mı! Bunlar sandılar ki, cemevine “Cümbüş evi”, müzisyene “anan seni hangi kerhanede doğurdu”; baleye “ahlaksız sanat”; heykele “ucube”; gazeteciye “ağzından lâgım akıyor”; çiftçiye “ananı da al git” dedik mi, “muhafazakâr yapı” kurulur; dinci yapıyı “ileri demokrasi”, savaş taşeronluğunu “barış” diye kakaladık mı herkes yer! Gün 24 saat ekranlarıyla, şafak baskınlarıyla, zindanlarıyla, coplarıyla, gazlarıyla, Soros beslemesi hocalarıyla on yıl çırpındı da çırpındılar. İşte yapı tamam” diyorlardı ki, barbarlara karşı, gitarını kapan müzisyeni, balerini, doktoru, öğrencisi, emekçisiyle “anamı da aldım geldim” diye cumhur ‘hortlayıverdi’! “On yıl”mış! Bu halkın kültür temeli “Suudi kumu” değil, kayadandır. Aşınmaz ve aşılmaz yapısıyla sadece Şeyh Bedreddin bin yaşında.
Bunlar sandılar ki, deresini HES’le zincirledik mi, ardıcını siyanürle zehirledik mi, Neşet’in bedenini cemden camiye kaçırdık mı, plajlarda ücretli türbanlılar dolaştırdık mı, ekonomiye yalanı bulaştırdık mı; gazeteciye kelepçe, avukata zincir vurduk mu; kemancının parmaklarını kırdık mı cumhur baş eğer, secdeye gelir; seccade imalâtı tavan yapar, kriz teğet geçer, Şam’da namaz kılarız; ne Darwin’in evrimi kalır, ne özgürlük devrimi! Dile kolay, “on yıl” çırpındılar! Ama öfke ‘hortlayıverdi’; Nazım, Melih Cevdet, S. Ali,
A. Nesin... sansür yemiş kim varsa birbiri ardına cumhurun dudaklarında ateşlendi! “On yıl” mış! “Hidroelektrik”le değil ama insanlığın dereyle, ormanla sırdaşılığı on milyon yıl. “HES” diyene “Höst!”, orman kesmekten dem vurana “Kes sesini!” diye halkın doğa sevdası ‘hortlayıverdi’!
Anadolu’nun binlerce yıllık aydınlık birikimini, dinci faşist barbarlar, evlatlarımızı gaza boğarak, öldürerek; “Boyun eğme!” diye bağıran balerinin kalçasını kırarak karartıp kendi “imajlarını” parlatacaklarını sandılar. İsyan ‘hortlayıverdi!’! Cumhurbaşkanı hiç kusura bakmasın, bu saatten sonra bu cumhur, ne “Saba makamı”ından medet umar, ne de “AK imaj”a kanar! “On yılda yapılan imaj” çakma olduğu için çökmeye mahkûmdu. Gören görüyor: çökmüştür. İyi de olmuştur!
-------------
André Gide:
“Asıl ikiyüzlü, kendi yanılgısını kavrayamaz hale gelip, içtenlikle yalan söyleyendir!”
Bunlar sandılar ki, kadınları türbana, çarşafa, haşemaya sarar, Katar’dan İngiliz Kraliyet Sarayı’na, ekranlardan, plajlara, kamu kuruluşlarından okullara dolaştırırsak “Türkiye’nin kadınına imaj” yapmış oluruz! On yıl dünyayı o “imajla” döndüler de döndüler. Soros’un sözcüleri “artık imaj yapısı tamam” diyordu ki, Toros’un Karacaoğlan’ı ‘hortlayıverdi’! Barikatlardan atlayan genç kızın uçuşan saçlarını zehirli gaz bulutları sarsa da, yüreğindeki aydınlığın rüzgârı bir ucundan bir ucuna Anadolu’ya, “İşte Karaca’nın zülüfleri ak gerdana düşmüş güzeli” dedirti. Uğrunda on yıl harcanmış ‘tesettür imajı’nı şeytan aldı götürdü, yerine ‘kırmızı etek’ getirdi! Bunlar, iki sevdalının bankta oturmasına yasağı “ahlak imajı” sandılar! Yunus, Dadal, Kaygusuz ‘hortlayıverdi’! TOMA'ların karşısına dikilen sevdalı gençler yüreklerini dünyaya öpüşerek anlattılar. “On yıl”mış! Karacaoğlan’ın halkın gönlündeki yaşı dört yüz, Kaygusuz’unki yedi yüz, Yunus’unki bin! Ölümsüzlüğün imaja ihtiyacı yok! Yasak da dinlemez.
Bunlar sandılar ki, “kindar, dindar” geçliğin imaj yapısına giden yol alkol yasağından geçiyor! Dile kolay, on yıl uğraştılar. Suudi çölünden kum gibi para aktı. Tam “yapı tamam” diyorlardı ki Hayyam ‘hortlayıverdi’: “Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır / Yüzünden aldatmaca, sahtekârlık yayılır / Şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama / Yedikleri yanında şarap meze sayılır” Hayyam ‘hortlar’ da, Pir Sultan, Nesimi ‘hortlamaz’ mı! Bunlar sandılar ki, cemevine “Cümbüş evi”, müzisyene “anan seni hangi kerhanede doğurdu”; baleye “ahlaksız sanat”; heykele “ucube”; gazeteciye “ağzından lâgım akıyor”; çiftçiye “ananı da al git” dedik mi, “muhafazakâr yapı” kurulur; dinci yapıyı “ileri demokrasi”, savaş taşeronluğunu “barış” diye kakaladık mı herkes yer! Gün 24 saat ekranlarıyla, şafak baskınlarıyla, zindanlarıyla, coplarıyla, gazlarıyla, Soros beslemesi hocalarıyla on yıl çırpındı da çırpındılar. İşte yapı tamam” diyorlardı ki, barbarlara karşı, gitarını kapan müzisyeni, balerini, doktoru, öğrencisi, emekçisiyle “anamı da aldım geldim” diye cumhur ‘hortlayıverdi’! “On yıl”mış! Bu halkın kültür temeli “Suudi kumu” değil, kayadandır. Aşınmaz ve aşılmaz yapısıyla sadece Şeyh Bedreddin bin yaşında.
Bunlar sandılar ki, deresini HES’le zincirledik mi, ardıcını siyanürle zehirledik mi, Neşet’in bedenini cemden camiye kaçırdık mı, plajlarda ücretli türbanlılar dolaştırdık mı, ekonomiye yalanı bulaştırdık mı; gazeteciye kelepçe, avukata zincir vurduk mu; kemancının parmaklarını kırdık mı cumhur baş eğer, secdeye gelir; seccade imalâtı tavan yapar, kriz teğet geçer, Şam’da namaz kılarız; ne Darwin’in evrimi kalır, ne özgürlük devrimi! Dile kolay, “on yıl” çırpındılar! Ama öfke ‘hortlayıverdi’; Nazım, Melih Cevdet, S. Ali,
A. Nesin... sansür yemiş kim varsa birbiri ardına cumhurun dudaklarında ateşlendi! “On yıl” mış! “Hidroelektrik”le değil ama insanlığın dereyle, ormanla sırdaşılığı on milyon yıl. “HES” diyene “Höst!”, orman kesmekten dem vurana “Kes sesini!” diye halkın doğa sevdası ‘hortlayıverdi’!
Anadolu’nun binlerce yıllık aydınlık birikimini, dinci faşist barbarlar, evlatlarımızı gaza boğarak, öldürerek; “Boyun eğme!” diye bağıran balerinin kalçasını kırarak karartıp kendi “imajlarını” parlatacaklarını sandılar. İsyan ‘hortlayıverdi!’! Cumhurbaşkanı hiç kusura bakmasın, bu saatten sonra bu cumhur, ne “Saba makamı”ından medet umar, ne de “AK imaj”a kanar! “On yılda yapılan imaj” çakma olduğu için çökmeye mahkûmdu. Gören görüyor: çökmüştür. İyi de olmuştur!
-------------
André Gide:
“Asıl ikiyüzlü, kendi yanılgısını kavrayamaz hale gelip, içtenlikle yalan söyleyendir!”
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder