Nihat Behram
nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
nihat.behram@yurtgazetesi.com.tr
Soldan devşirme ‘müzik kutuları’ ve ‘barış süreci akilleri’ tırsıdı! Halk, aydınlar, emekçiler, gençlik, yurtseverler, doğa sevdalıları, vicdan taşıyanlar, dikta bozuntusuna kitlesel direnişleriyle ‘oyun bozan’lık yaptı. Müzik kutularındaki ses şu an parazit, cızırtı! Libya’nın, Mısır’ın ‘bahar’cıları, Taksim Gezi’de baharatlaştı! Sırada buharlaşma var. Dinci faşizme yalakalığın kaçınılmaz yasası!
Bir ayağı ‘sol’da bir ayağı ‘sağ’da durmak artık mümkün değil; bir ayağı laisizmde bir ayağı dinde durmak da. Bir ayağı muhalefette bir ayağı iktidarda durmak artık mümkün değil, bir ayağı aydınlıkta bir ayağı karanlıkta durmak da. Çünkü bir o yana bir bu yana dengelenip ‘orta’lıkta dolanmanın ‘hoşluk vakti’ geçti. Ara açıldı, ortası yok, ortası uçurumun taşlık boşluğu. Toplumu uçuruma uçurmaksa liberallerin ‘kuştluğu’!
“İşin içinde ABD varsa, sonuç karanlıktır” diye düşünmek “solun saplantısı”ymış! On yıldır bu düdüğü üfleyip ABD taşeronu AKP’yi desteklediler. Yandaş gazeteci ve ‘siyaset uzmanı’ ekranda böyle buyurdu! ABD’nin Irak, Libya, Suriye’deki amacı “diktatörlüğe son vermek”miş! İnsanlar, programa katılanlardan birinin “Dünyada Sudan’dan Suudi Arabistan’a kadar, ‘çit sürüsü’ kadar diktatör varken neden Suriye?” diye sormasını bekledi. “Müzik kutuları” yıllarca ve programlarca farklı tonlarda aynı şarkıyı çaldı durdu. İşte ‘Kutu’ kırıldı! Piyonların haline bak...şaşkın, darmadağın! Dinci faşizmin kurumlaşma sürecini “İleri Demokrasi’ye geçiş”diye, Diktatör bozuntusunu, “Vesayete son veren demokrasi şövalyesi” diye sundular. Faşizme çanakçılık yaptılar. Üstelik de utanmadan sağa sola “darbeci” diye saldırarak. İşte salyaları yakalarında kurudu. Faşistlik üstlerinde kaldı. Ha direkt ha dolaylı, farkı ne, faşizme hizmet eden faşisttir! Bunların bir kısmı ise, sanki yıllardır AKP faşizmine çanakçılık yapan kendileri değilmiş gibi, ‘direnişçi’ kesiliverdi! Pespayeliğin bu derecesine ses ki pes!
Dinci faşist AKP ve padişahlık heveslisi diktatörüne piyonluk ve yavşaklığın medya ayağına gelince: dildeki tanımlar alçaklığın bu boyutunu tanımlamaya yeterli değil!
Piyonların diğer bölümünde ise başka panik hali var. Başimam’ın Başdanışman’ı “Tayyip Erdoğan’ı kimseye yedirmeyiz, onun imajını zedelemeye dönük bir girişim varsa buna da pabuç bırakmayız!” diyor. Beyaz Saray’da “Kubura süpürmeyin, kullanın!” diye efendilerine el açanların buradaki havasına bak! Ya, Meclis Başkanı’nın “İşi tadında bırakın!” çağrısı! Direniş dursun ki, “işleri tatlı tatlı” yürüsün! Bu ülkede sarin gazı depolayan El Kaide irtibatlı El Nusra’yı besleyen bu iktidar değil mi? Gidip Batı devletlerinden ÖSO adlı dinci faşist çeteler için “daha çok silah” isteyen bu iktidarın Kültür Bakanı değil mi? En sıradan insani haklarını için direnen milyonlarca halk evladına, yurtsevere “çapulcular” diyen, polisi en barbar yöntemlerle saldırtan bu iktidarın başı değil mi? “İşi tadında bırakın”mış!
“Alkole yasak, ÖSO’ya destek” gibi uygulamalar sayesinde, rakının haram, insan ciğeri yemenin helal olduğunu öğrendik! Türban sarmanın sevap, mini giymenin günah olduğunu da! Ve saymakla bitmez her tür yobazlık! İtirazı olana polis barbarlığı, zindan, zincir, biber gazı! “Kuran dinleyen fasulye daha çabuk olgunlaşır” inancı taşıyan İktidar, Anayasa’nın “Herkesin sağlıklı ve dengeli yaşam hakkı ve devletin gençleri kötü alışkanlıklar ve cehaletten koruma”dan söz eden maddelerini, derelere HES, alkole yasak, hafıza fes diye yorumladı! ‘GDO’lu gıdalar yasaklanmalı diye yorumlayacak değildi ya! Kurdun sevdiği dumanlı hava, Başimam’ınki imanlı toplum, ‘avlanmak’ için! Bu iktidardan halk düşmanlığı ve zulümden başka ne beklenir! İktidarbaşı’ndan akıl bekliyorsan, düzeyi cehalet; sağduyu bekliyorsan, karakteri despotizm; saygı bekliyorsan inancı yobazlık! Tek çare var, o da: kurtulmak.
_______________________________________
Victor Hugo
“Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı koyamaz!”
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder