13 Ocak 2013 Pazar

Kurnazlık silahı


13 Ocak 2013
Kurnazlık silahı
Kürt hareketinde kimlikleriyle önemli 3 Kürt kadının Paris’te  katledilişlerinin hemen ertesinde, hükümet yetkilileri, görev bölüşümü yapmış gibi, artık ezberlenmiş tavırlarıyla olayı yorumladılar. Arınç, bu kez ağlamasa da, sesini titreterek,  hislerini “Gerçekten üzüntü duydum; böylesine vahşeti telin ediyorum!” diye dile getirdi. Aynı sırada Bakan Çelik, karanlık, katı ses tonuyla, “PKK’nin kendi içinde infazlar yaptığı bilinen şeydir!” diyerek  “iç hesaplaşma olduğu”nu vurguladı.

Artık bu toplumda hiçbir şeyin ölçüsü kalmadı. Hangi alana bakarsan bak, yalan, iftira, pişkinlik dört nala! Yazık ki bugün toplumun gerçeği bu! Acı olansa, büyük kesimin bu gerçeğe körlüğü!


Gerçeğe karşı körlük, körlüğün tehlikeli olanıdır. Organ değil, ruh ve bilinç kötürümlüğüdür. Görme engelliler “kör” diye adlandırılsa da, onlarınki körlük değildir. Doğayı göremeyişlerinin insanlığa hiçbir zararı yoktur. Tam tersi, onlar, vicdan ve diğer duygularının gözleriyle insanlığı nice zenginliğin sahibi kılmıştır. Asıl körlük, yalanı, halka yapılan kalleşliği, insanlık düşmanlığını, sinsi olanı görmemektir. Farkına varmasan da yalan yalandır ve farkına varmadığın sürece sen onun parçasısın. Hele ki yalana kanmış olan kişi, yalan mikrobunun taşıyıcısı ve yalancının erketesidir.


Üstelik günümüz dünyasında, yalanın artık gizlisi saklısı da yok. Her konuda her şey aleni! Tarihin hiçbir döneminde, yalancı, günümüz dünyasındaki kadar pişkin değildi. Siz istediğiniz kadar yalanı teşhir edin, açığa çıkarın; yalancı yine bildiğini okuyor. Her konuda. Suriye’de tezgahlanan oyundan, eğitimdeki hesaplara; barış planlarından, demokrasi güçlerine yönelik pusulara kadar, her alanda.


Eğitim Bakanı Dinçer’e göre, “Yunus’a sansür kimsenin haddine değil!” Madem ki öyle, bu nutku atacağına eğitimde kitap sansürünü kaldır. Haddini bilmezin yakasına yapış. Cezaevleri, yalanı teşhir eden suçsuz insanlarla dolu. Merak ediyorum: haddini bilmez kaç kişi var?


Tarım ve Hayvancılık Bakanı, “Suriye’ye insani yardım olarak 25 TIR un yola çıktı!” diyor. Hangi yoldan, kime? Bunu da söyle! ÖSO adlı çetelerin, katliamları yanı sıra, neyi, nasıl yağmalayıp, Türkiye’de pazarladıklarını sağır sultan duydu! Üstelik, sadece un ve ekmek mi? Ya yollanan “mühimmat”?


Zonguldak’ta  8 emekçiye mezar olan maden ocağı için uzmanlar defalarca “Güvenliksiz, kaza olmaması mucize!” diye rapor vermiş. Bakan Yıldız, cinayet mahallinde, “İhmal varsa gereğini yaparız!” diye nutuk atıyor! Cinayet nedeni ihmalse, en yetkili kişi olarak, hiç mi ihmalin yok? Galerilerdeki ilkel çalışma koşullarına gözlerini kapatmışlar, “Ya Allah, Bismillah” nidalarıyla uzaya uydu gönderme törenleri düzenleyip, “Ülkeye teknolojide çağ atlattık!” diye hava atıyorlar! Bakan Davutoğlu, “Tehdit altında olduğumuz için Patriotlar geldi, tehdit kalkarsa Patriotlar da gider!” diyor. Ortadoğu halklarına tehdit konusunda ilk akla gelenlerden biri sanki kendisi değil! Haberleşme Bakanı, devlet kurumlarından ele geçirilip çarşaf çarşaf sergilenmiş  yolsuzluk belgelerinin utancıyla değil de, sergilenmesinin hıncıyla, “Devlet kurumlarına karşı siber saldırıların tedbirini alacağız!” diyor. Birinin diğerinden farkı yok, tümü aynı!


Muhalefet mi? Dövüşteler! Bodrum ve ilçelerinin CHP, MHP ve DP’li belediye başkanlarının katılımıyla davul zurna eşliğinde “Develer dövüştürülmüş!” Dövüşün geliriyle cami yapılacak!


Dünyadaki fotokopi makinalarında, arızaların %23 ü, üstüne oturup kıçını çekmek isteyen insanlar yüzündenmiş! Maşallah, sanki toplum, gerici iktidarların fotokopi makinası! Üstelik oran % 60!

Komüniste, “kansız” de; laike, “dinsiz”; RedHack’a “terörist”; Grup Yorum’a, “anarşist”;  bilimciye, “kafir”; muhalife “darbeci”... Kurnazın silahı saymakla bitmez!



Kürt Atasözü:

“Navê gur derketiye; rovi dınya xera kır! (Kurdun adı çıkmış; tilki dünyayı yıktı!)”

http://www.yurtgazetesi.com.tr/kurnazlik-silahi-makale,3113.html

Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder